1960 larda tartışmasız şekilde hakim olan Rock kültürü; Brian Jones, Jim Morrison, Janis Joplin, Jimi Hendrix gibi dönemin "babalarının" ölümü ile büyük bir zarar gördü. Bununla beraber, The Beatles ın dağılması, Elvis Presley in ani ölümü, Lynyrd Skynyrd üyelerini kaybetmesi daha büyük yaralar aldı. Tabi ki Rock ın kendi içerisinde geçirdiği müzikal evrimler onu kendi ruhundan ileriye götürmüştür. Bununla beraber varolan imaj ise zarar görmüş; bir başka kültürün ortaya çıkmasını tetiklemiştir: Pop.
![]() |
Studio 54 |
1962 de Campbell's Soup Cans ile Pop sanatını başlatan Andy Warhol un, sanatsal akımlardaki sıradaşı endüstriyel kökenli devrimi müziğe de yansıdı; abartılı ritimler ile donatılmış; funk, soul ile saykedelik kültürden esinlenen Pop müzik. Mekanlarda da değimler varoldu; dans pistleri oluşturulmaya, varolan dans pistlerinin "yalıtımına son vererek" kulübün geneline dağılması sağlandı. New York da açılan pop un kutsal toprağı sayılabilecek olan Studio 54 de ilk defa disko topuyla pop atmosferi oluşturulmuştur.
Alice Cooper, Kiss, Aerosmith, The Ramones, Bruce Springsteen gibi grupların dönemindeki Amerika özellikle New York kulüpleri, Avrupa yı da etkiledi. İtalya, Almanya, Rusya ve Polonya bu akımın etkisi altına girdi. Gazeteci Olga Drenda şu sözleri söylemiştir;
“Biri, bir gün şöyle isabetli bir saptamada bulunmuştu; disko aynı anda hem dans edip hem de ağlayabilmektir. Disko ortaya çıkmadan önce, ‘dans müziği’ denen bir tür vardı. Bu, insanların dans edebildiği bir çeşit konser müziğiydi. O zamanlarda, Polonya’da Happy End grubu ve Zbigniew Wodecki’nin şarkısı Chałupy / Welcome to’yu hatırlıyorum. 70’li ve 80’li yıllardaki Polonya diskosunu düşündüğümde, hafif züppece bir hal almış Eurovision müzik türünü, caz ve Funk’ı harmanlayan sesler aklıma geliyor. Madalyonun diğer yüzü ise, dans pistinde ağlama ihtiyacı idi; Polonyalılar bunu Italo Disco ve ardından Almanya’nın hafif melankolik hitleri (özellikle Dieter Bohlen ve takipçilerinin müzikleri) sayesinde oldukça rahat yapabiliyordu. Disco Polo, bu akımlar doğrultusunda ortaya çıktı--minör sintisayzır ölçülerine yerleştirilmiş dans müziği."

60 lara kadar görülen müzikal evrim, genellikle bir noktadan başladıktan sonra tek yollu olmuştur; Rock. Aynı türün farklı varyasyonları sayılabilecek olan türler, müzikal teknikleri açından da birbirine çok benzerdir. Rock ın çatırmasıyla, büyük değişimler geçiren müzik dünyası sadece popu yaratmadı; Queen grubu kuruldu ve çok farklı bir tarz yakalandı, heavy metal kendini göstermeye başladı; Black Sabbath, Deep Purple, Motörhead, Judas Priest, Led Zeppelin fakat aynı zaman da popun babalarından Elton John un etkin olması, 70 lerin skalasının ne kadar geniş olduğunu da kanıtlar nitelikte.
![]() |
Farrah Fawcett |
Teknolojideki gelişmelerle birlikte, kasetçalarların artık taşınabilir boyutlara inmesi,diskoteklerin giderek daha fazla seyyarlaşmasını sağladı. Birkaç kişi bir araya gelip, canlı olmasına gerek duyulmayan müzikleriyle eğlenebiliyordu. Birçoğumuz bilinç altına işleyen diskotek görütüsü de böyle doğdu; ateşe verilmiş varillerin etrafında dans etmek. Popun öngördüğü kültürün ana niteklerini taşıyordu; seri üretilebilir olması, tüketilebilir bir şekilde icra edilmesi ve portatif nitelik taşıması.
Günümüzde disko etkisini yitirse de, başka türlere evrildi; elektro dans, punk ve tekno müzik. "Disko" özelinde house olarak değişti. House, tekno ve trance ise bugün varolan türlerdir.