John Ruskin


1970’li yıllara gelindiğinde, Markiz’in de bulunduğu Passage
Oriental’in satışa çıkması, hem diğer mağazalar, hem de Markiz için sonun
başlangıcı olmuş. İlk başta bir oto-yedek parçacıya satılan yapı; mimarların,
hukukçuların, tarihçilerin ve halka mâl olan sanatçıların çabalarıyla, 1977
yılında Anıtlar Yüksek Kurulu tarafından korumaya alınmış.
1990 senesinde Aksoy grubu tarafından satın alınan yapı
restore edilerek***, 2003 senesinde tekrar hizmete açılmış ve pasajın iç
kısımlarındaki düzenlemelerle birlikte Mavi Jeans, Stefanel, L’Occitane gibi
mağazalar burada kendilerine yer bulmuş. Ön cephedeki mağaza ise kısa bir süre
Markiz Pastanesi adıyla hizmete devam etmiş, daha sonrasında Robert’s Coffee
adında kurumsal bir firmaya geçmiş. Aradan geçen birkaç seneden sonra ise, çoğumuzun
bildiği Yemek Kulübü olarak çıktı karşımıza; vitrininde dijital bir panoyla. Ayrıca
cadde kotunun altında 4 bodrum katı bulunan yapının, yaklaşık 360 metrekarelik
-1. katı da elektronik mağazası Darty’e kiralandı. Ardından kısa bir süre
sonra, Beyoğlu’ndaki birçok yapı gibi; bir meçhule sürüklenerek, ne olacağı
bilinmeden zincir vuruldu kapısına.
Tam şu noktada şunları da eklemek gerek sanırım, her bir
yanda mantar gibi türeyen avm’lere tıkılarak, tarihe tanıklık etmiş
yapılarımızı çürümeye terk ediyoruz. Belki de sıklıkla önünden geçip gittiğimiz
Passage Oriental, Beyoğlu’nun en yaşlı sakinlerinden biri olarak, kaderine terk
edilmiş durumda. Bilinenin aksine sadece İstiklal Caddesi’ne bakan 10,3 metrelik
bir cepheden ibaret olmayan yapı, Asmalımescit Caddesi’in büyük bir bölümünü
kaplayan yaklaşık 30 metrelik cephesiyle de her gün İstanbul tarihine tanıklık
etmeye devam ediyor. Passage Oriental bu yapılardan sadece biri,
yaşanmışlığının farkına varmamızı bekleyen onlarca yapı bekliyor bizleri. İçlerinde
yaşam olmayan bu yapılar, kendileri de yaşayamıyor bir süre sonra. Hepsinin, Narmanlı
Han gibi birer kremalı pastaya dönüşmeden korunabilmeleri dileğiyle.
Ece ARMAN
Restoratör & Mimarlık Öğrencisi
* Lebon Pastanesi’nin Eduard Lebon tarafından Passage
Oriental No. 434’e (Grand rue de Pera’da; Passage Oriental giriş cephesi
No.’su. Cadde, İstiklal Caddesi adını aldıktan sonra No. 362 olarak geçer) açılmadan
önce, ebeveynleri Louis ve Caroline Lebon ve ortakları Charles Bourdon
tarafından yine Passage Oriental No. 432’de, “Confiserie et Patisserie de St.
Petersbourg” adıyla akşam yemekleri verilen, çikolata ve pastasıyla da iddialı,
ayrıca balo ve partilere uygun içkili bir mekan açtığı söylenir. Ardından bu
ortakların birlikte giriş cephesindeki dükkan olan No. 434’e taşındığı,
sonrasında da Eduard Lebon’un ebeveynlerinin vefat etmesinden kısa süre sonra
ortaklığın bozulmasıyla birlikte, Charles Bourdon’un tekrar pasajın içindeki No.
432’deki dükkana döndüğü; Eduard Lebon’un ise No. 434’te sadece “Lebon
Pastanesi” adıyla bir işletme kurduğu düşünülmektedir.
![]() |
İlk görselde Lebon ve Bourdon ortaklığının No.434'te olduğu, ikinci görselde ise sadece Lebon adının No.434'te olduğu görülmektedir. |
**Bazı kaynaklara göre, fayans panoların, Lebon Pastanesi buraya
taşındıktan sonra getirtildiği söylenir.
***
Yapının dış cephesi ve giriş mekanları korunmuş olsa da, Yemek Kulübü’nün
faaliyet gösterdiği sıralarda, mekanın 1.katında duvara asılan televizyonlar,
kablo kanalları gibi muhdes elemanlar mevcuttu. Pasajın iç mekan restorasyonuna
dair bilgi edinilemese de, internetten edinilen fotoğraflarla az da olsa fikir
sahibi olunabiliyor; fakat eski döneme dair fotoğraflar bulunamadığından kıyaslama yapılamıyor.
![]() |
Yemek Kulübü 1.kat restore edilmiş kısım |
![]() |
Passage Oriental, Aksoy Grubu'na devredildikten sonraki restorasyon çalışması |